2025-2027 ORTA VADELİ PROGRAM:
DÜŞÜK ÜCRET ZAMLARI, GÜVENCESİZLİK VE SOSYAL GÜVENLİĞE DAHA AZ KAYNAK HEDEFLENİYOR!
2025-2027 Orta Vadeli Program (OVP) 5 Eylül 2023 tarihli ve mükerrer Resmî Gazete’de yayımlandı. 2025-2027 dönemi temel hedeflerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan OVP, hükümetin makroekonomik göstergelerdeki başarısızlığını bir kez daha ortaya koydu. Geçmiş OVP’lerdeki enflasyon ve büyüme hedeflerine ulaşamayan hükümet, 2025-2027 dönemi OVP ile inandırıcı olmayan yeni makroekonomik hedefler ortaya koydu.
Sendikaların görüşü alınmadan ve emeğin talepleri gözardı edilerek hazırlanan OVP’nin sunumu sırasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz bir önceki yılda açıklanan OVP’nin başarısızlıklarına ve öngörüsüzlüklerine değinmedi. Eski OVP hedeflerine ulaşılmaması nedeniyle kamuoyundan özür dilenmedi. OVP’de güncellenen enflasyon ve büyüme hedefleri Hükümet’in uyguladığı politikaların enflasyonla mücadelede ve büyümede başarılı olamadığını gösteriyor.
2024-2026 Orta Vadeli Program’da yüzde 33 olarak öngörülen 2024 yılı enflasyonu yeni OVP’de 2024 yıl sonu için yüzde 41,5 olarak revize edildi. Bilindiği gibi 2021 yılından beri gerçekleşen yıl sonu resmi enflasyonu, Hükümet’in hedeflediği enflasyondan çok daha yüksek seyrediyor. 2025-2027 Orta Vadeli Program’da yer alan enflasyon hedeflerinin de gerçekleşmeyeceği sır değil.
Öte yandan bir önceki OVP’deki yer alan büyüme oranları da aşağı yönde revize edildi. 2024, 2025 ve 2026 yılları için öngörülen yıllık büyüme oranları tahmininde 0,5 puanlık bir düşüş yapıldı ve 2024 yılı büyüme hedefi yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekildi. Yeni OVP enflasyon ve durgunluğun aynı anda yaşanacağını gösteriyor.
OVP makroekonomik hedeflerinin yine tutturulamayacağını tahmin ediyoruz. Bu nedenle üzerinde çok fazla durmaya değmez. Ancak OVP’de çalışma hayatı ile ilgili yer alan hedeflerin çalışanların yaşadığı sorunları daha da katmerli hale getireceğini düşünüyoruz.
2025-2027 Orta Vadeli Program’da çalışma hayatına ilişkin üç konu öne çıkıyor. Esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması, sosyal güvenliğe olan kamu katkısının sınırlanması ve hedef enflasyona göre ücret zamları. Bu üç husus da işçiler ve emekçiler için ciddi tehlikeler içeriyor.
1- İnsan onuruna yakışır işler yerine esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması hedefleniyor
2025-2027 döneminde Hükümet’in emeğe yönelik uygulayacağı politikalara ilişkin hedeflerin yer aldığı OVP’de, esnekliğin ve güvencesizliğin “Yeni nesil çalışma biçimleri” adı altında yaygınlaştırılmasının hedeflendiği “Bu dönemde, aktif işgücü politikaları daha esnek istihdam modelleri ile desteklenerek kısa vadede ekonominin ihtiyaçlarına yönelik insan sermayesinin temini sağlanacaktır” ifadeleri ile belirtiliyor. Geçtiğimiz günlerde gündeme getirilen belirli süreli iş sözleşmelerinin yaygınlaştırılmasının bunun ön habercisi olduğunu söylemek mümkün.
2025 1. çeyrekte uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ile platform çalışması gibi güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerde çalışmaya yönelik “iş dünyasının ihtiyaçları” gözetilerek kanun değişikliği öngörülüyor. Halihazırda esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerine maruz bırakılanlar daha fazla güvencesiz çalışacak. OVP’de “güvenceli esneklik” gibi ucube bir kavramada yer veriliyor. Bu kavram esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmak ve sevimli göstermek için kullanılıyor. Oysa doğru kavram Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından kabul edilen “insan onuruna yaraşır iş” kavramıdır.
2- Ücretler ve emek gelirleri iyice bastırılacak, hedef enflasyona göre ücret zammı gündemde
2024’ün ikinci yarısı için açlık sınırının altına düşen asgari ücrete herhangi bir artış yapılmasını engelleyen Hükümet’in ücret politikası, çalışanları yoksulluğa mahkûm etmeye devam ediyor. “Sıkı” para ve maliye politikasının bir sonucu olarak emek gelirleri bastırılıyor. 2025-2027 dönemi OVP’de Hükümet bu politikaları sürdüreceğini beyan ediyor.
OVP’de “Ücret fiyat sarmalının önlenmesine yönelik asgari ücret artışlarının dezenflasyon süreciyle uyumu gözetilmeye devam edilecektir” ifadeleri ile ücret artışları enflasyona sebep gösterilmeye devam ediyor. Oysa ekonomide bir ücret-fiyat sarmalı değil, tersine bir fiyat-ücret sarmalı söz konudur. AKP hükümeti enflasyonla mücadelenin yolu olarak ücret ve diğer emek gelirlerini bastırmayı görüyor ancak enflasyona sebep ücret artışları değil, dolarizasyon ve aşırı şirket karlarıdır. Çalışanların alım gücünü korumak için ücret artışları zorunludur.
3- Sosyal güvenlikte kamu katkısı kısılacak, emeklilikte adaletsizlik devam edecek
OVP’de yer alan “Sosyal güvenliğe bütçe katkısının azaltılması” emekliler yararına düzenlemelerin gündeme gelmeyeceği görülüyor. OVP’de tamamlayıcı emeklilik sisteminin (TES) 2025 4. çeyrekte hayata geçmesi hedefleniyor. TES, kıdem tazminatı için büyük tehdit anlamına geliyor.
Öte yandan “Sosyal güvenlik sisteminde kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik eden, hakkaniyeti ve aktüeryal dengeyi önceleyen düzenlemeler” ifadeleri ile kademeli emeklilik ve emeklilikte adalet beklentilerinin önüne set çekiliyor.
Son yıllarda bütçeden sosyal güvenliğe ve emeklilere ayrılan pay azaltılıyor. Yeni OVP’de hedeflenen sosyal güvenlik sistemine ve emekliliklere ayrılacak payın bütçeden azaltılması emekli aylıklarının iyice dibe vurmasına yol açacak. Kademeli emeklilik, emekli aylıklarının iyileştirilmesi gibi konular OVP’nin gündeminde değil.
Gelirde ve vergide adalet sağlanmalı!
5 Eylül 2024’te bir basın toplantısı ile Orta Vadeli Program’ı kamuoyuyla paylaşan CB yardımcısı Cevdet Yılmaz, gelirin tüm kesimlere adil bir şekilde dağılımının ve vergide adaletin sağlanmasının hedeflendiğini söyledi. Ancak çalışanların, emekçilerin üzerindeki vergi yükünün düşürülmesinden, sendikaların gelir ve vergi adaleti için hemfikir oldukları taleplerden söz etmedi. Bu talepler OVP’de yer almadı. Bu OVP ile adil bir vergi sisteminin kurulması ve gelirde adalet sağlanması mümkün değil.
Oysa gelirde ve vergide adaletin sağlanmasının yolu, toplu iş sözleşme kapsamının genişletilerek bu ülkenin bir asgari ücretliler toplumu olmaktan çıkarılması ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi sisteminin oluşturulmasıdır.
2025-2027 dönemi OVP miadı dolmuş neoliberal reçetenin bir tekrarından ibaret. Enflasyonu düşürmek için ücretleri baskılamayı hedefleyen, kamu açıklarını azaltmak adına sosyal güvenliğe ayrılan kamu kaynaklarını kısmak isteyen bir zihniyet OVP’ye hakimdir. OVP “yapısal reform” olarak da çalışma hayatının daha da esnek ve güvencesiz hale getirilmesini savunuyor.
Öne çıkan görsel karikatürü: Sefer Selvi