Asgari Ücret Raporu 2017

Asgari Ücret Rapor 2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2017 Asgari Ücret Raporu için görseli veya linki tıklayınız

Asgari ücretin belirlenmesi süreci sadece asgari ücretle çalışanları değil, tüm çalışanları ilgilendiriyor. Geçtiğimiz günlerde bu önemli süreci başlatmak amacıyla Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Komisyonun ilk toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu işçilerden fedakârlık istedi. Sermaye çevreleri ise uygulanan istihdam teşviklerinin devam etmesini ve asgari ücretin düşük tutulmasını istiyorlar.

DİSK olarak 2017 yılı için asgari ücretin net 2000 TL olması gerektiğini savunduk. Bu tespit TÜİK’in tek başına bir işçinin asgari geçim maliyeti göz önüne alındığında işçinin ve ailesinin insanca yaşamasına dahi yetmemektedir. Öte yandan asgari ücret tartışması bir fedakârlık konusu değildir. Asgari ücretin belirlenmesinde sermaye ve hükümet çevrelerinin ‘lütuf’ ve ‘minnet’ beklentisi asgari ücretin konusu değildir. Çünkü asgari ücret Anayasanın devlete yüklediği bir yükümlülük ve sosyal hukuk devletini bir gereğidir. Asgari ücret bir ticari faaliyet değil, iş hukukunun ortaya çıkış ilkelerinden biri olan işçiyi koruma ilkesinin sonucudur.

Asgari ücretle çalışan zaten fedakârlık yapıyor. Asgari ücretli büyümeden ve milli gelir artışından pay alamıyor. Milyonlarca işçi sendikasız ve toplu sözleşmesiz çalışıyor. Çalışanların yüzde 30’u sosyal güvenceden yoksun. Ülkemizde işçiler Avrupa ortalamasının üzerinde sürelerle çalışıyor. Asgari ücret hala geçim ücreti olmaktan uzaktır. Asgari ücrette yapılan artışın işçilerin ceplerine nasıl yansıdıklarını anlatmak için konfederasyonumuzun araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan Asgari Ücret Raporundan çeşitli tespitleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

  1. AKP döneminde asgari ücret milli gelir artışının yüzde 30 gerisinde kaldı

 Asgari ücret, milli gelir artışının, ülke ekonomisinin büyümesinin gerisinde kaldı. Milli gelir artışının altında kalan asgari ücretli ciddi kayba uğramıştır. Asgari ücretli göreli olarak yoksullaşmıştır. Diğer ifadeyle asgari ücretlinin milli gelir dağılımı içinde payı azalmış, ulusal zenginlikten pay alamamıştır.

2004 yılı baz alındığında asgari ücret 2017’ye kadar enflasyon karşısında yüzde 36 artarken reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yani milli gelir reel olarak 95 oranında artmıştır. Bu durum karşısında reel asgari ücretin reel milli gelire oranı yüzde 30,5 oranında gerilemiştir. Bunun bir sonucu olarak asgari ücret enflasyona göre artmış olsa dahi büyüyen pastadan almaları gereken payı alamamıştır. Asgari ücretli milli gelirden düzenli pay almış olsaydı 2017’de asgari ücret brüt 2600 TL olmalıydı.

  1. Asgari ücret 2017 yılında enflasyona yenildi!

2017 yılında net asgari ücrete yapılan yüzde 7,9’luk zam oranına karşılık kasım ayı enflasyon oranı yüzde 12,98 olarak açıklandı. Asgari ücrete geçen yıl yapılan zam enflasyon oranının altında kaldı. Böylece 2017 yılında asgari ücret enflasyon karşısında yaklaşık yüzde 4,5 oranında kayıp yaşadı.

  1. Asgari ücret dolar karşısında eridi!

Asgari ücret dolar karşısında ciddi bir erimeyle yüz yüze. 2008 yılının başında aylık 414 ABD doları olan asgari ücret 2017 Aralık ayı itibariyle 358 dolara geriledi.  Aynı biçimde asgari ücretin işveren maliyeti de dolar cinsinden azaldı. 2008 yılı başında 636 dolar olan asgari ücretin işveren maliyeti 2017 Aralık ayı itibariyle 532 dolara düştü. Asgari ücretin dolar karşısında yaşadığı kayıp Türkiye’de işgücü maliyetini dolar cinsinden düşürdü. Bundan dolayı asgari ücret artışının rekabet açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı iddiaları geçerli değildir.

  1. Asgari ücretin işveren maliyeti yüzde 70’den yüzde 50’ye indi

 Son yıllarda işverenlere sağlanan istihdam teşvikleri sonunda net asgari ücret ile asgari ücretin işverene maliyeti arasındaki fark azaldı. 2007 yılında asgari ücretin işverene maliyeti, net asgari ücretin yüzde 70’i kadar daha fazlaydı.

2017 itibariyle asgari ücretin işverene maliyeti net asgari ücretin yüzde 49 fazlasıdır. Asgari ücret 100 ise maliyeti 149’dur. Devlet tarafından işverenlere aktarılan teşviklerle işverenler asgari ücret maliyet artışından önemli ölçüde korunmuştur.

  1. İddiaların aksine Türkiye düşük asgari ücretli ülkeler arasındadır

 Asgari ücretin alım gücü açısından karşılaştırması, Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında asgari ücretin düşük ülkeler arasında yer aldığını ortaya koyuyor. Asgari ücretin nominal karşılaştırması emekçiler için anlamı yoktur. Önemli olan alım gücünün karşılaştırılmasıdır.

OECD 2016 verilerine göre asgari ücretin satın alma gücü açısından Türkiye OECD ülkeleri içinde 17. Sırada yer almaktadır. AB ülkeleri satın alma gücü paritesine göre Türkiye’nin 2 ile 2,5 kat daha yüksek asgari ücrete sahiptir.